edebiyat--okulu - edebi sanatlar
   
  ÖZGE GÜL
  Ana Sayfa
  İletişim
  şiirler
  sizden gelenler
  konu anlatımları
  => sıfatlar
  => yazım kuralları
  => fiiller
  => edebi sanatlar
  => şiirde yapı
  => kafiye
  => edebiyattaki gerçeklik
  => metin
  => dilin kullanımı
  => şiir inceleme yöntemleri
  => Melamilik (Tasavvuf)
  => DİVAN EDEBİYATINDA DÜZYAZI
  => türk edebiyat dönemleri
  => söz sanatları
  => DÜZYAZI TÜRLERİ
  => yazı türleri
  testler
  eğlence
  yazı türlerine örnekler
  bilgi köşesi
edebi sanatlar
söz sanatları
1 teşbih-benzetme
aralarında benzerlik bulunan iki varlıktan zayırf olanın kuvvetli olana benzetilmesidir
taş gibi çörekler yapmıştı
teşbih sanatının 4 unsuru vardır
a benzeyen
b kendisine benzetilen
c benzetme yönü
d benzetme edatı
teşbih yapılırken 4 nsur her zaman bulunmaya bilir ama muhakkak benzeyen ve kendisine benzetilen söylenir buna göre 4 çeşit teşbih vardır
1 ayrıntılı teşbih
4 unsurunda aynı anda bulunduğu teşbihdir
Yolcuyun bir kuru yaprak misali
Rüzgarın önüne atılmışım ben
Ben benzeyen bir kuru yaprak kendisine benzetilen
Rüzgarın önüne atılmak benzeme yönü
Misal benzetme edatı
Her gölge bir insan kadar inceydi derindi
Değirmen misali döner başım her zaman
Başım benzeyen değirmen kendisine benzetilen
Dönmesi yönünden benzetilir
2 kısaltılmış teşbih
Benzetme yönü söylenmeden yapılan teşbihdir
Türkiye cennet gibi bir ülkedir her zaman
Türkiye benzeyen
Cennet kendisine benzetilengibi benzetme edatı
Kardeşim karınca gibidir
Karınca kendisine benzeyen
Kardeşim benzeyen
Gibi benzetme edatı
3 pekiştirilmiş teşbih
Benzetme edatı kullanılmadan yapılan bir teşbih dir
Ufuk bir tilkidir kaçak ve kurnaz
Yollar bir yumaktır uzun dolaşık
Ufuk benzeyen
Tilki kendisine benzetilen
Kaçak ve kurnaz benzetme yolu
Yollar benzeyen
Bir yumak kendisine benzetilen
Uzun dolaşık kendisine benzetme yolu
4 teşbihi beliğ( güzel teşbih)
Sadece benzeyen ve kendisine benzetilenin kullanılmasıyla oluşan teşbihdir
İnci dişler ne güzel görünüyordu
Menekşe gözler henüz uyanmamıştı
Benzeyen gözler
Menekşe kendisine benzetilen
2 istiare
Ay ağaçların arkasında damlıyordu
Bir hilal uğruna yarap ne güneşler batıyor
Teşbihin öyelerinden ya sadece benzeyen yada sadece kendisine benzetilen kullanılarak yapılan sanattır
2 çeşit istiare vardır
Açık istiare kapalı istiare
Açık istiare
Sadece kendisine benzetilen kullanılarak yapılan isti are dir
Gökyüzü kurşunlarla örtüldü
3 mecazi mürsel ( ad aktarması)
Bir sözün benzetme amacı güdülmeksizin başka bir sözün yerine kullnaılmasıdır
Mecazı mürselde anlatılmak istenenle onun yerine kullanılan söz arasında benzetmenin dışında başka bir anlam ilgisi bulunmalıdır
4 çeşit anlam ilgisi vardır
1 parça bütün ilgisi
Dalgalan sende şafaklar gibi ey şanlı hilal
2 iç dış ilgisi
Çay çok sıcaktı 1 bardak içtim
3 sanatçı eser ilgisi
Dün akşam kraç ı dinledim
Ömer seyfetini çok okurum
4 yer kişi ilgisi
Bütün Sultanbeyli sokaklara döküldü
Türkiye sizinle gurur duyuyor
Kimin cebi çalıyoru
Tariz sanatı ( ineleme sanatı)
Alay etmek inelemek yermek sitemde bulunmak amacıyla bir sözün söylenen anlamının tam tersini kast etmişti
Örnek  yemek o kadar güzeldiki kimse yiyemedi
Otobüs okadar boştuki cama yapıştık
Çok terbiyeli ve başarılı bir öğrenci olduğu için hergün öğretmenden azar işitir
Teşhis kişileştirme sanatı
İnsan dışındaki varlıklara canlı,cansız insana ait özelliklerin yüklenmesidir
Bir sarmaşık uyanıyordu uykusundan
Not her teşhiste aynı zamanda kapalı istiare bulunurama her kapalı istiare teşhis değildir
İçmiş geceyi bir yudumda
Göğün marur bakışlı bulutları
İmtak konuşturma
İnsan dışındaki varlıkların canlı,cansız insan gibi konuşturulmasıdır
Not her imtakta teşhis-kişileştirme mutlaka vardır ama her teşkiste olmaya bilir
Aslan ormandaki bütün hayvanlara buraya gelin dedi
Ben bir ayrıkotuyum
Ne buğday amcam ne pirinç dayım
İmtak-teşhis-kapalı istiare bulunmaktadır
Benim adım dertli dolap
Suyum akar yalap yalap
Tezat  zıtlık,karşılık
Birbirine zıt olan durumların yada düşüncelerin  bir arada kullanılmasırdır
Ömrümde zararsız günümü bilmem
Her senede yüzmilyonluk karım var
Bir kız vardı yok gibi öyle güzel
Bende gördüm güneşin doğarken battığını
Gülen çehremi görüp sanmayın beni bahtiyar
Her kahkahanın içinde bir damla göz yaşı vardır
Mübala abartma
Bir özelliğin bir durumun  olduğundan çok fazla gösterilmesidir mübalada mantığın sınırları zorlanır olmayacak bir şey olabilir gibi gösterilir
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker
Gökten ejdat inerek öpse o pak anlı değer
Kim bu cennet vatanın uğruna olmazki feda
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda
Alem sele gitti gözüm yaşımdan
Her damlada bir umman var yüzdüm yüzdüm tükenmiyor
Farzet denize çıktım su biter derdim bitmez
Gökte yanan güneş i koparıp tam yerinden
Elimizde meşale gibi taşımaktayız
Tevriye
Birden çok gerçek anlamı olan bir sözün herkes ce bilinen yakın anlamında değilde uzak anlamı kast edilerek kullanılmasıdır
Beyaz gerdanında bir de ben gerek
Ben siyahbenek yakın anlam
Birinci tekil anlam uzak anlam
Gül gülse daim  ağlasa bülbül acep değil
Zira kimine ağla demişler kimine gül
Gül kelimesi gülmek yakın anlam
Gül çiçeği uzak anlam
Gönlüm bir öpücekmü bir gülmü verirsin diye sordu
O sevgili ise yarım bir tebessümle gülüverdi
Yakın anlamı çiçek vermek
Uzak anlamı gülümsemek
Ulusun korkma nasıl böyle bir imanı boğar
Yakın anlam türk milletini öğüyor
Uzak anlamda hakaret ediyor
Kinaye
Bir sözün hem gerçek anlamda hemde mecaz anlamda kullanılmasıdır
Ama asıl gaye mecaz anlamının verilmesidir
Ata sözlerinde ve değimlerde kinaye çok ca kullanılır kinayede karşıdakini inciltmeden inelemeden hafif ve zarif bir biçimdealaya almak vardır
Arkadaşımın dayısı güçlüdür her şeyi halleder
Eh bu hızla gidersek okula belki yarın sabah varırız
İçinizden yüreği olan gelsin
Atılan ok geri gelmez
Yokuş çıkmayı göze alamayan hep çukurda kalır
Çocuklarınvelvelesi herkesi ayağa kaldırdı
Tecahülüarif
Bilip bilmezlikten gelme
Çok iyi bilinen bir şeyi bilmiyormuş görünerek söz söylemektir
Şakaklarıma karmı yağadı
Benimi allahım bu çizgili yüz
Sularmı yandı neden tunca benziyor mermer
Gökyüzünün başka rengide varmış
Su insanı boğar ateş yakarmış
Şu karşıma göğüs geren taş baharlı dağlarmısın
Saçların dalgalı boyamı sürdün gelmiyorsun artık banamı küstün
Telmih hatırlatma sanatı
Herkesce bilinen bir olayı geçmişteki bir olaya ünlü bir kişiye bir inanca işaret etmeye ve onu hatırlatma denir
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi
Bedrin arslanları ancak bu kadar şanlı idi
Yırtarım dağları enginlere sığmam taşarım
Türklerin ergenekondan çıkmaları anlatılır
Ekmek Leyla oldu bire doslarıMecnun olup ardı sıra giderim
Hüsnitalil
(güzel nedenleme)
Her hangi bir gerçek olayın daha güzel ve hayali bir nedene bağlanmasıdır
sen gittin yaslara büründü cihan
soluyor dallarda gül dertli dertli
toprak bir bakışınla kızıl renge büründü
ey gül yüzlü güzel
sen bu ilden gidince yaprak döktü ağaçlar ağladı gökyüzü
bahçe süslenmiş fesleğenlerle bezendi
meğer sevgili bu gece geleceğini bildirmiş
istifhan (soru sorma sanatı)
şairin her hangi bir cevap beklemeden soru sorarak yaptığı sanattır
hergün bukadar güzelmi  bu deniz
böylemi görünür gökyüzü her zaman
nida
sesleniş
şiirde kullanılan seslenme ünlemleri nida sanatını oluşturur 
ey türk gençliği
ey kelimesinde nida  sanatı kullanılmıştır amaç seslenmek
bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç
burdada ey kelimesinde ey kelimesi nida sanatı olarak kullanılmıştır
tenasüp
uygunluk
anlamca birbiriyle ilgili olan kelimelerin şiirde bi ara da kullanılmasıdır
ölüm indirmede gökler ölü püskürtmede yer
ona bir mütiş bir tipidir savrulur enkazıbeşher
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol