edebiyat--okulu - yalnız değiliz
   
  ÖZGE GÜL
  Ana Sayfa
  İletişim
  şiirler
  => en güzel gerçek
  => ÜÇÜNCÜ ŞAHSIN ŞİİRİ
  => Anne Ben Arttık iyiyim
  => 35 YAŞ ŞİİRİ
  => Zindandan Mehmed'e Mektup
  => MONA ROSA
  => Sevdim Seni
  => ADAM GİBİ
  => Ayaklar
  => FAHRİYE ABLA
  => AYRILIŞ
  => Darağacı
  => FOTOĞRAF
  => AŞK
  => ben seni asla
  => dağlara
  => çileler
  => gizledikçe aşk..
  => yalnız değiliz
  => giderim
  => çocuksun sen
  => dört duvar arasında
  => hepsi bu
  => beklerken
  => DAVET
  => eğer görse idim göz ile seni
  => esenlik size
  => EY HAYAT
  => her şey uzaktadır
  => kar
  => nefes
  => Olvido
  => ÖLÜME EĞİLMEK
  => PAY
  => RÜZGAR GÜLÜ
  => Serenad
  => TESTİ
  => TUTUKLU. . ..
  => UZAK KADERLER İÇİN
  => ÜÇ KEZ SENİ SEVİYORUM DİYE UYANDIM
  => YOLDAN GEÇENLER
  => YURT..
  => YALNIZ DEĞİLİZ
  => YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİR ŞEY VAR
  => RİNDLERİN AKŞAMI
  => NE KALDI
  => ADIMLA NASIL BERABERSEM
  => EN GÜZEL
  => EVRENİ SEVMEKKİ
  => BANA SEN LAZIMSIN
  => KUTUP YILDIZI
  => MUTLULUK DEDİĞİN
  => SEVDİM SENİ
  => KARMAŞIK
  => adam gibi
  => siyah dünya
  => sevgilerde
  => elveda ceylanım
  => bir beyaz sayfada sana bakmak
  => birisi
  sizden gelenler
  konu anlatımları
  testler
  eğlence
  yazı türlerine örnekler
  bilgi köşesi

YALNIZ DEĞİLİZ

Bir ufka vardık ki artık
Yalnız değiliz sevgilim.
Gerçi gece uzun,
Gece karanlık
Ama bütün korkulardan uzak.
Bir sevdadır böylesine yaşamak,
Tek başına
Ölüme bir soluk kala,
Tek başına
Zindanda yatarken bile,
Asla yalnız kalmamak.

Şafakları ben balığa çıkarım
Akan akmayan sularda
Benim, bütün tezgahlarda paydosa giden
Bir bahar akşamı dünyada.
Ben dört duvar arasında değilim
Pirinçte, pamukta ve tütündeyim,
Karacadağ, Çukurova ve Cibalide.

Zehirli kör yılanları
Ve sıtmasıyla
Gün yirmidört saat insan avında
Karacadağda çeltikler.
Bir kız çocuğunun gözyaşı gibi
- Ayak bileklerinde bir dizi boncuk,
Sol omzunda nazarlık,
Dağ başında unutulmuş üşümüş,
Minicik bir aşiret kızının -
Damla-damla, berrak olur pirinci.
Kamyonlarla, katır kervanlarıyla
Beyler sofrasına gider...

Çukurovam,
Kundağımız, kefen bezimiz
Kanı esmer, yüzü ak.
Sıcağında sabır taşları çatlar,
Çatlamaz ırgadın yüreği.
Dilerse buluttan ak,
Köpükten yumuşak verir pamuğu.
Külhan, kavgacıdır delikanlısı,
Ünlü mahpusanelerinde Anadolumun
En çok Çukurovalılar mahpustur,
Dostuna yarasını gösterir gibi,
Bir salkım söğüde su verir gibi,
Öyle içten
Öyle derin,
Türkü söylemek, küfretmek,
Çukurova yiğidine mahsustur...

Tütünü bilir misin?
"Kız saçı" demiş zeybekler,
Su içmez her damardan,
Yerini kolay beğenmez,
Üşür
Naz eder,
Darılır
İki parmak arasında kıyılmış,
Bir parçası var kalbimin
İncecik, ak kağıtlara sarılır,
Dar vakit yanar da verir kendini.
Dostun susan dudağına...

Sokaklardan,
Kıyılardan,
Gök mavisinden,
Ekmeğinden,
Canevinden ayrı düşmeye
Yani bütün hasretlerin kahrına
Ve zehrine çaresiz kalmaların,
İlk nefesi Hızır gibi yetişir
Cibalide sarılan cıgaranın...

Tütün işçileri yoksul,
Tütün işçileri yorgun,
Ama yiğit
Pırıl - pırıl namuslu.
Namı gitmiş deryaların ardına
Vatanımın bir umudu..

 

 

Ahmet Arif

 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol