En güzel gerçek
Seni yokluğunda bulanlardanım ben. Yoktun; ama, yaşardım seni. Kente ne zaman yağmur yağsa, bir bahar yağmurunda tek bir sözcük bile söylenmeden biten aşkımızın öyküsü gelirdi aklıma.
Gençliğin en deli çağlarındaydık o zaman. "Yaprak dökerdi bir yanımız, bir yanımız bahar bahçeydi..." En kahkaha dolu anlarda bile tarif edilmez bir hüzün yansırdı yüzümüzden. Biz en çok o hüznü merak ederdik. Gülüşlerin ardında gizli, üzerini örtmeye çalıştığımız, ikimizden başka kimsenin fark etmediği o hüznü. Bizi birbirimize çeken şey o hüzündü işte...
Kalabalığın ortasında insanları imrendiren kahkahalar atarken, gözlerimiz birbirine kenetlendiğinde susuşumuz bu yüzdendi. Şarkılara yüklenmiş bir aşktı bizimkisi. Söylenmemiş sözlerin tercümanıydı şarkılar. Ve "her şey verilmedi" hiçbir zaman, "gizli kaldı bir şeyler..."
Bilinçsizce çıkılmış bir yolda, ufuk çizgisini görmeden, sisler içinde yürürdük. Birlikteydik; ama, yalnızlık mı cezbe-derdi bizi, yoksa birbirimizden mi korkardık bilinmez, hep
*» Jf
21
ill 22
'tek'tik. Bir kış günü, sıcak iklimlere duyulan özlem gibi özlerdik birbirimizi. O özlem ki, bizi yalnızlığımızdan çıkarır, ancak o zaman 'biz' olurduk.
Sonra aşkın, yaraya dönüştüğü günler geldi. Sana "Ya sen nasılsın?" diye hiç sormazdım; ama, içim kanardı benim. Bitecekti bilirdim. Bitmeyecekmiş gibi davranmanın ruhuma verdiği sıkıntıyı taşımanın ağırlığıyla ezilirdim. Bir sonraki bölümü hakkında en ufak ipucu bile olmayan bir romanı okurken insan nasıl kendini her türlü sürprize hazırlarsa, uyandığım her yeni günün bilinmezlerle dolu olması da böyle bir duygu içine sokardı beni. Ya bugün biterse...
Beklenen son gecikmedi. Doğa yeni yeni uyanırken ve yağmur yemyeşil yaprakları sıcak ve kuru bir yaza hazırlamak için olabildiğince ıslatırken, uykuya daldı aşkımız. Kaç mevsim böyle geçti. Kaç mevsim sensiz yaşandı. Bedenin yoktu; ama, ben yüreğimde hiç eksiltmedim seni. Bu yüzden seni yokluğunda bulanlardan oldum. Bir gün ve kim bilir hangi mevsim bu aşkın yeniden ve bu kez bir daha hiç uykuya dalmamak üzere uyanacağını biliyordum. Umutsuzluğa düştüğüm olmadı asla. Kaybedilmiş günleri yeniden kazanma kaygım da olmadı. Yaşanmalıydı ve yaşandı... Yüzümüzdeki çizgiler arttı. Belki biraz daha fazla hüzün taşıyoruz. Ama ya-nımdasın ve gerçek olan bu. Ne güzel bir gerçek...
Mehmet coşkun deniz