DAĞLARA
Gel! Seninle yüce dağlara çıkalım;
Yalnız yüce dağlar benim aşkıma eş.
O dağlar, hani her gün doğar ya güneş,
Orada. Orada eğemen o iklim.
Köroğlu gibi hür yaşarım orda ben.
Ne isteklerime vurulmuş pıranga
Ne de aşkın sonu vardır o dağlarda;
Sen var, ağaçlar gibi her yıl yemişlen!
Boşuna sarmaz şu belini kollarım,
Gebe kalırsın her tutup öpüşümde
Ve bir gün taze bir kanla iner kente
Bir boz kurt sürüsü gibi oğullarım.
Gel! Seninle yüce dağlara çıkalım;
Gör, kartalların havada akışını.
Yıllarca kızılı sarsın bakışını,
Aysız gecelerde ateşler yakalım.
İnsan çilesini almaz oldu aklım
Soyun, şehrin sana giydirdiği gömlekten,
Yakın dostlarına bahs aç ölmekten
Ve gel benimle, kaçalım kaçalım...
Sıra sıra ufukta alınları ak
O dağlar, ötesi mavi gök, tanrılar...
Toprağa, ateşe, suya dönüş tekrar
Havada başıboş tüy gibi uçarak.
Ahmet Muhip Dıranas