Yok böyle bir aşk
Bir yaz günüydü. Parkta, salıncakta kardeşini sallarken gördüm onu. Masmavi gözleri, altın sarısı saçları vardı. Dünyadaki güzelliklerin, masumiyetin tümü onda toplanmıştı sanki. Çok güzeldi. Bende kardeşimi parka getirmiştim. Birden kardeşim onun kardeşini gördü, yanına gitti oynamaya başladılar. Bende fırsattan istifade çekinerek yanına gittim. Merhaba dedim. Bana baktı ve gülümsedi. Merhaba dedi. Bizim ufaklıklar iyi anlaştılar. Arkadaş oldular bir günde. Ben evet dedim. Bir süre sustuk. Tüm cesaretimi topladım ve, adınızı öğrenebilirmiyim dedim. Hafifçe kafasını kaldırdı. Bahar dedi. Adı bahardı. Bahar kadar eşsiz bir güzelliği vardı. Kalbim küt küt atıyordu. Daha 16 yaşındaydım ama, bahara deliler gibi aşık olmuştum. Sonra, saatte bayağa geç oldu ben gideyim artık dedi. Hilal, hadi gidiyoruz. Arkasından öylece bakakaldım. O günden sonra sürekli parktaydım. Ama o bir türlü gelmiyordu. Aradan 1 ay geçti. Tam umudumu keseceğim anda geldi. Mutluluktan havalara uçtum. Yanına gittim. Merhaba nasılsın dedim, bana bakmadı bile. Çok kırıldım. O gün hiç konuşmadık. Yine hilal gidiyoruz dedi o musikiyi andıran incecik sesiyle. Kardeşime, sen oyna, ben hemen geliyorum dedim. Evine kadar takip ettim. Artık meleğimin, platonik aşkımın evini biliyordum. Bir hafta sonu, baharımın ebinin etrafında gezerken beni gördü. Hey sen, sen nerden çıktın. Nerden biliyorsun evimi. Yoksa benimi takip ettin. Aptal dedi. Ve daha açıklama bile yapmama izin vermeden suratıma bir tokat attı. Neye uğradığımı şaşırdım. Sadece, hayır yanlış anladın diyebildim. Ama o çoktan gitmişti. Eve gittim. Odama kapandım. İçimden hiçbir şey yapmak gelmiyordu. Sevdiğim kız bana bağırmış, üstelik bununlada kalmamış tokat atmıştı. Çok mutsuzdum. Sadece ağlamak geliyordu içimden. Aradan aylar geçti. Bir sabah kardeşimi okula bırakmak için gittiğimde onunda orda olduğunu gördüm. Bana doğru yaklaştı. Ne tesadüf değimli? Benim kardeşimde bu okulda okuyor. O gün için kusura bakma lütfen. Çok sinirliydim. Niyetim sana bağırmak değildi. Sahi, kaç kere karşılaştık ama ben senin adını bilmiyorum hala. Adın ne senin? Afalladım birden. Adım hakan. Gülümsedi. Sonra, memlun oldum hakan. Ama gitmem lazım. Annem evde beni bekliyor. Ama görüşelim yine olurmu? Hatta istersen artık çocukları okula beraber götürelim dedi. İşte beklediğim an gelmişti. Bi saniye bile düşünme gereği duymadım. Neden olmasın. Senin için bi mahsuru yoksa ben çok sevinirim. Güldü. Ne mahsuru olcak canım. Hem bende arkadaşsız kalmamış olurum yol boyunca. Görüşürüz o zaman. Görüşürüz dedim. Gitti. Bi süre onun arkasından baktıktan sonra eve geldim. Dünyanın en mutlu insanıydım o gün. Yarın meleğimle beraber gidicektim okula. Sabaha kadar uyuyamadım. Sabah buluştuk.günaydın hakan. Nasılsın bu gün? İyiyim, çok iyiyim. Sen nasılsın? Bende iyiyim teşekkürler dedi. Okula geldik. O günden sonra sürekli beraber gidip gelmeye başladık. Hep aynı sondu. Yol bitmesin diye dua ediyordum. Ama hep bitiyordu. Onun yanında çok mutluydum. Yine böyle günlerden birinde bana, hakan benim hakkımda ne düşünüyosun bilmiyorum ama, elimde değil. Ben seni seviyorum dedi. Bir anda kendimi kaybettim. Sımsıkı sarılıp bende dedim. O günden sonra yıllar geçti. Artık evliliği konuşmaya başladık. Nikah dairesine gidip gün aldık. 25 ocakta tamamen evlenecektik. Düğüğn günü geldi. Bana sen nikah dairesine git, ben hazırlanıp geliyorum. Düğünden önce gelini görmek uğursuzluk getirir derler. Hem sanada sürpriz olsun dedi. Nikah dairesine onu beklemeye başladım. Saatler geçti, ama haalaa gelmedi. Davetliler, nikah memuru, her kes toplandı. Tam o anda nikah dairesibin önünde bir ambülans sesi duyuldu. Ne olduğunu bile anlayamadan içeriye sedyede birini soktular. Gözlerime inanamadım. Sedyede yatan benim bitanemdi. Her tarafı kan içindeydi. Donup kaldım. Bana baktı, gülümsedi. Bak geldim işte nikahımıza. Seni yalnız bırakmaya gönlüm razı olmadı dedi. Sonra nikah memuruna döndü. Siz sormadan ben söyliyim. Memur bey, sonsuza kadar evet dedi, ve gözlerini bir daha açmamak üzere kapattı. Kuaförde işi uzun sürmüş. Geç kalmamak için acele ederken araba çarpmış. Doktor geldiğinde bilinci yerindeymiş.nikah dairesine gelmek için yalvarmış. Beni gerçekten bu kadar seven birinin yerine asla birini koyamam. Siz olsaydınız koyabilirmiydiniz? Hayata gözlerimi kapatırken tek dileğim, meleğimin yanına gitmek olacak. Artık aşka inanamamki ben. Beni baharım kadar seven birini bulamam. Bende kimseyi onun kadar sevemem artık. İlk ve son aşkımdı bahar. Bizim aşkımız bambaşka. Yok böyle bir aşk.
Yazan:
DERYA MELEK TAŞ YÜREK